Sosyal Medya

Yemek Alışkanlığı ve Sağlığımız

Yemek Alışkanlığı ve Sağlığımız

Yemek Alışkanlığı - Az Yemek - Yenilenlerin Karıştırılmaması

Dengeli olmak, yaşamda olduğu gibi beslenmede de son derece önem taşır. Bu sebeple yemek yeme alışkanlıklarımızın gözden geçirilmesi gerekir. Yıllar öncesinden edindiğimiz yanlış alışkanlıklar kurtulmamız ve sağlığımıza tekrar kavuşmak için fedakârca ve sabırla davranış değişikliği yap­mamız gerekir.

Örneğin yemek yeme sırasında sıcak olanları soğukla, tatlı olanları ekşi ile kabızlık yapanları yağlı gıdalar ile desteklemek yerinde olacaktır.

İştah varken yemek yemeğe son verilmeli ve yemekler iyice çiğnenerek yavaş bir şekilde yenmelidir. Bir önceki öğün sindirilmeden kesinlikle tekrar yenilmemelidir. En önemli sağlık sorunu ihtiyacımızdan fazla miktarda yemek yememizden kaynaklanır.

Fazla miktarda alınan kalori harcanmadığında bedenin farklı organlarında veya bölgelerinde yağlanmaya neden olur. Özellikle önemli organlarımızdan biri olan karaciğerdeki yağlanmanın ortaya çıkarmış olduğu sonuçlar son derece önemlidir. Böylelikle insan bedeninin sağlıklı çalışması bozulur.

Yemekten önce hareket edilmesi çok faydalı; ama hemen sonrası hareket etmek ise çok zararlıdır. (Bağdadi, s. 11, 159; Zehebi, s. 188) Yemek öncesi yavaşlamış olan metabolizmanın canlanması amacıyla yapılan hareket çok faydalıdır.

Sindirim sistemi boş olduğundan çevre organlarda bulunan kan dolaşımı yeterli seviyededir. Bu yüzden bedenin temizlenmesi açısından derin nefes alıp verme egzersizleriyle birlikte yürüyüş veya hareket yapılması elde edilecek faydayı maksimum hale getirir. Yemekten sonra çevredeki kan, merkeze çekilerek özellikle midemiz ve sindirim sistemimiz etrafında bulunan kan damarlarında birikir. Bunun amacı sindirim sisteminin daha güçlü bir şekilde çalışmaya başlamasını sağlamaktır.

Sütle balığı, sirkeyle sütü, sarımsakla soğanı, et kurusuyla taze eti, sumakla sirkeyi, sirkeyle pirinci, narla keşkeği birlikte yememek gerekir. İki soğuk, iki sıcak veya iki gaz yapıcı gıda birlikte alınmamalıdır. Üzeri açık yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır. (Bağdadi, s. 12; Zehebi, s. 37-38)

Bir hadislerinde Peygamberimiz (s.a.v.) “Sizlere yemeği soğutarak yemenizi tavsiye ederim, çünkü soğuk yemek faydalıdır, bereketlidir. Bilmiş olunuz ki fevkalade sıcak yemekte fayda ve bereket yoktur” (Camiü’s-Sağir, 1/4, 2/100, 179) buyurmuşlardır.

Ayrıca Peygamberimiz (s.a.v.)  oturarak yemek yemeyi, yemeklere ve içilen suya üflenilmemesi gerektiğini ifade etmiş, her yemek öncesi ve sonrasında mutlaka ellerin temizlenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Bunlar ve sayılabilecek birçok değişik örneklerle beslenmemizin ince ayarları düzene sokulmuştur.

Yenilenlerin Karıştırılması

Sağlığımızın bozulması, çok yememizle ve yediğimiz gıdaları aynı öğünde karıştırmamızla çok alakalıdır. Değişik şekillerde sindirim vardır. Nişastalı yiyecekler (pirinç, ekmek gibi) ağızda oluşan pityalin enzimiyle sindirilir ve bu enzim alkali bir ortam oluşturur. Proteinli yiyecekler ise (et, süt ürünleri gibi) hidroklorik asit ve pepsin enzimiyle sindirilir.

İki değişik gıdanın aynı öğünde alınması enzimlerin birbirlerini nötralize etmesine sebep olur ve sindirim bozulur. Bu gıdaların karıştırılmasıyla midede mayalanma oluşur. Asit ortam ve mayalanmanın neticesinde alınan gıdalar kanın koyulaşmasına, dolaşımın bozulmasına yol açar. Bu tarz beslenme, uzun yıllar yapılmaya devam edildiğinde bedende birçok kronik hastalık kendiliğinden ortaya çıkar.

İnsanlar, genellikle aynı öğünde birçok değişik gıdanın tadına bakmak isterler. Özellikle Ramazan ayında bu istek daha belirgindir. Gün boyu aç kalan insan, yemek zamanı geldiğinde sofrada her şeyin bulunmasını arzular. Bulunan tüm besinlerin tadına bakmak onun için neredeyse normal bir beslenme alışkanlığına dönüşmüştür.

Oysaki sağlıklı beslenmek için en önemli şartlardan biri yemek sırasında çeşit miktarını olabildiğince az tutmaya çalışmaktır. Tek bir yemek çeşidi yenilerek kalkılan öğünlerde, insanlar, bir sonraki öğüne kadar çok rahat ederler.

Mide ve hazım sorunu olanlara bu yönde beslenmeleri tavsiye edildiğinde hazımsızlıklarında, mide ve bağırsak şikâyetlerinde belirgin bir rahatlama olur. Bu yöntemi tavsiye ettiğim yüzlerce hasta bu uygulamanın faydasını belirgin derecede fark etti. Mide ağrısı çekenler, kabızlığı bulunanlar ve gaz sorunu olanlar kendilerini daha iyi hissettiler.

Az Yemenin Önemi

Peygamberimiz (s.a.v.) “İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kâfidir. Mutlaka yemesi gerekirse midesinin üçte birini yemeye, üçte birini içmeye, üçte birini de nefes alıp vermeye (havaya) bırakmalıdır” (Tirmizi, Zühd, hadis no: 2380) buyurmuşlardır.

Yine hadislerinde “Birçok hastalığın gerçek sebebi çok yemedir” (Camiü’s-Sağir, 1/36) ve “Allah’a en sevgili olanınız az yiyenleriniz, vücut bakımından da hafif olanlarınızdır” (Kenzü’l-Ummal, 3/7084) buyurmuşlardır.

Bu hadislerden anlaşılacağı gibi az yemenin beslenmemizdeki önemine dikkat çekilmiştir. Günümüzde de beslenme uzmanları, di­yetisyenler, hekimler ve konuyla ilgili ilgisiz herkesin ortak noktada buluştukları en önemli nokta az yenilmesi gerektiği fikridir.